Hace Alaaddin-i Attar (k.s.)

Şâh-ı Nakşibendin (K.S.) en büyük hâlif derindendir. Silsile-i Saadatın 16'ncı halkasını teşkil eder. Aynı zamanda Şâh-ı Nakşibend hazretlerinin damadı olmak şerefine kavuşmuştur. Henüz çocuk iken Şahı Nakşibend hazretleri temiz annesine «Alaeddin bulûğa erince bana bildiriniz» diye tenbih eylemişti. Bulûğa erişince Şâh-ı Nakşibend hazretleri Kasr-ı Ârifân'dan kalkıp, şehre gelerek Alâeddinin tahsilde bulunduğu medreseye gidip p'nun bir kitap mütalâa etmekte olduğunu görür. Alaeddin, Şah-ı Nakşibend hazretlerini görür görmez, saygı için ayağa kalkar, Hz. Hâee'yi, hücresinde daha iyi bir yer olmadığı için kendi yerine oturtur. Sonra Hz. Hâce, Alâeddin'e hitâben: «Eğer kabul edersen, evimde henüz bulûğa gelmiş temiz bir kızım vardır. Sana tezvic edeyim,» buyurduklarında, Hâce Attar, tam bir edeble: «Bu hakîr hakkında büyük bir lütuf ve saâdet buyurdunuz. Fakat görüyüsünüz ki, yanımda dünyalık olarak hiç bir şeyim yoktur» diye arzeyleyince, Hz. Şâh-ı Nakşibend: «Benim hızını sana müyesser ve mukadderdir. 'Rızkınız da Allahû Tealânın gayb hazinelerinden gönderileceği bildirilmektedir. Bunun için hiç üzülme.» buyurup, iffet ve ismet sâhibi kızını Hâce Attâr'a akd ve tezvic eylemişler.
«Büyük velilerin kabirlerini ziyâret edenlere o kadar feyiz erişir ki, o büyüğün sıfatını ne kadar anlayıp o sıfata teveccüh göstermişse, o sıfata o derece iştirak etmiş olur. Her ne kadar mukaddes yerlerin ziyaretinde sûreten yaklaşmanın çok izleri varsa da hakikatte yönelme, mukaddes ruhlaradır. Bundan sonra sun'î şekil engel sayrlmaz. Hadîs-i Şerifte (nereye yönelirseniz yönelin bana salât getiriniz) buyurulması bu sözü izahtır, delildir.»
Hastalıkları esnasında da şöyle nasihat ettiler:

«Merâsim ve âdetleri bir tarafa bırakınız! Halkın âdeti neyse aksini yapınız. Birbirinize uyunuz! Allah Resulünün gelişi insanların merâsim ve âdetlerini bıraktırmak içindi. Birbirinize sığınınız ve herbiriniz kendinizi nefy edip diğerinizi doğrulayımz! Ölçüleri yerine getirmek azminden dönmeyiniz! Sohbet en büyük sünnetlerdendir; bu sünnete riâyet edip umûmî ve husûsî şekilde ona devam ediniz. Eğer bu yolda istikamet gösterirseniz tek nefeste veriminiz, benim bir ömür boyu kazancım kadar olur. Malinizin dâima yükselişte olması lâzımdır. Vasiyetlerimi çiğneyecek olursanız perişan olursunuz.»
Şöyle buyururlardı: «Sohbet tenkitli sünnetlerdendir. İki günde bir bu tâife ile sohbet edip bunların edeplerine hakkiyle riâyet eylemek lâzımdır. Eğer arada zahirî uzaklık varsa, hiç olmazsa ayda veya iki ayda bir kendi zahiri ve bâtınî hâlini mürşidine bildirmek gerektir. Aradaki mesafe ne olursa olsun, mürîd hayal yoluyla mürşidine yükselmeli ve onunla meşgul olmalıdır ki, küllî uzaklık "e gaflet ona hâkim olmasın...»